Doksanlı yıllarda sadece ünlü ve zengin kişilerin başvurduğu estetik ameliyatlar giderek daha çok kişi tarafından talep edilir hale geldi. Bunun sebebi ise günümüz şartlarında herkesin daha genç, güzel görünme ve sağlıklı olma isteğinin artışı olarak açıklayabiliriz.
Neyin ihtiyaç, neyin lüks olduğu insandan insana farklılık gösterir elbette. Gelirleri ve öngörüleri artan kişi, bazı ürün ve hizmetleri lüks olmaktan çıkartıp ihtiyaç sınıfına sokar. Bu sadece ülkemizde değil dünyanın her yerinde böyledir. İnsanoğlu hangi şartta olursa olsun hayatta kendine bazı ayrıcalıklar sağlar. Ayrıcalıklar ise kendi dünyasına farklı bir anlam katmak için vardır. Tüm bu sebeplerden dolayı lüks ve ihtiyaç kavramı aslında birbiri içine geçmiştir.
Sanılanın aksine estetik ameliyatlar lüks olmaktan çıkmıştır. Hatta vücut sağlığına destek verici bir ihtiyaç haline gelmiştir. Örneğin burun estetiği ile şekil bozukluğu beraberinde nefes alma problemi de giderilebiliyor. Meme küçültme estetiği ile yaşanan sırt ve boyun ağrıları ile dermatolojik (pişik vs) rahatsızlıklar, karın estetiği ile bel bölgesi ağrıları giderilebilirken göz kapağı estetiği ile görüş alanı açılabilirken; göz kapağı düşüklüğü nedeniyle istemsiz yaşanan baş ağrıları da tedavi edilmiş olunuyor. Görüldüğü gibi estetik cerrahi sayesinde ortadan kalkan sağlık problemleri saymakla bitmeyecektir. Yaşadığı sıkıntılar nedeniyle kendini sosyal hayattan soyutlayan kişilerin aynı zamanda özgüvenleri de artacaktır. Özgüven artışı aile, iş ve sosyal hayat olumlu etkilenir. Genç ve enerjik görünüm kariyer hedeflemiş kişilerde başarı şansını arttırır. Çünkü çağımızda “özellikle çalışan kişiler için” iyi görünmek lüksten öte bir gerekliliktir.
