Stres, uykusuzluk, dengesiz beslenme, spordan uzak hareketsiz bir yaşam, yetersiz su tüketimi, sürekli bilgisayar başında uzun süren aynı pozisyondaki iş süreçleri bilindiği üzere birçok hastalığın sebebi. Bu saymış olduğumuz etmenlere bir de genetik yatkınlığı da eklediğimizde bölgesel yağ stoklanmalarının da sebeplerini açıklamış oluyoruz.
Düzenli egzersiz ve diyet programına rağmen, istenilen sonucun alınamadığı yağ stoklanması olarak çıkıntı yapan inatçı bölgeler genellikle karın, belin her iki yanı (simit denilen bölge), kalçalar, bacak içleri, diz ve çene altı(gıdı)dır. Liposuction kırk yıldır en sık uygulanan ve halk arasında yağ aldırma olarak da en bilinen cerrahi vücut şekillendirme yöntemidir. Gelişen tıp teknolojisi ile mevcut sistemler gelişerek yenileniyor. Lazer liposuction; egzersiz ve düzenli diyet programı uygulanmasına rağmen; vücudun belli bölge ve/veya bölgelerinde sonuç alınamayan, çıkıntı yapan, vücut kontörünü (hatlarını) bozan inatçı yağ stoklanması için son yıllarda oldukça popüler olan estetik cerrahi prosedürlerden biridir. Lazer liposuction yönteminde lazer enerjisi ile yağ hücreleri patlatılarak sıvılaşır ve sıvı halde vücuttan uzaklaştırılır. Uygulanan lazer bölgedeki kılcal damarları da bloke ettiği için kanama ve morluk oranı minimum düzeydedir. Hatta bazen kanama ve morluk durumu hiç görülmeyebilir de.
Lazer liposuction için uygun olan adaylar; normal vücut ağırlığına sahip, bahsettiğimiz inatçı yağ birikintileri olan; sarkma oluşmamış bir cilt yapısına sahip kişilerdir. Unutulmamalıdır ki tüm liposuction yöntemleri kilo verme araçları değildir. Kilo verme, diyet ve sporla kazanılması gereken bir durumdur. Hedeflenen kilo verildikten sonra lazer liposuction, istenilen vücut silüetini sağlama, deriyi sıkılaştırma ve olması gereken dış görünümü kazandırmak için uygulanabilir.