Deri kanserleri günümüzde en sık rastlanan kanserlerden biri haline geldi. Her yıl milyonlarca insan deri kanserine yakalanmakta. Bu artışı, durdurmak mümkün olmasa bile, erken teşhis ve güneşe olabildiğince az maruz kalmak, hastalığa yakalanma riskini minimuma indiriyor.
Ne yazık ki güneş eskisi kadar dost değil! Cilt kanserlerinin tek nedeni olmasa da; güneş ışığı en büyük etkenlerden biridir. Cilt kanserleri vücudumuzun her yerinde görülmekle birlikte en sık güneş hasarlarının yoğun olduğu yerlerde görülür. Güneşe en sık maruz kalan yüz, boyun, el, ayak, kol ve bacaklar cilt kanserlerinin en sık rastlandığı yerlerdir. Benzer şekilde bronzlaşma amacıyla kullanılan solaryum cihazları ve ultroviyole ışını veren suni ışık kaynakları da kanser yapıcı risk taşırlar. Güneşten gelen ultroviyole ışınlarının dünyaya ulaşmasını engelleyici bariyer görevi sağlayan atmosferdeki ozon tabakasında gözlenen incelme de deri kanserlerindeki artışın başlıca nedenidir. Deri kanserleri; açık renk ten rengine sahip, açık havada korumasız güneşe daha fazla maruz kalan kişiler, derilerinde çillenme görülenler, ekvatora yakın bölgelerde yaşayanlar, ailesinde deri kanseri görülenler ve vücudunda çok fazla sayıda beni bulunanlarda daha fazla görülür.
Deride şüpheli bir tümöral oluşuma rastlandığında derhal bir Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı'na başvurulmalıdır. Plastik cerrahların deri kanserlerine yaklaşımı, estetik görünümü ve fonksiyonel yapıyı bozmadan veya en iyi şekilde yeniden sağlayarak tümörü cerrahi olarak kökten temizlemektir.
Deri kanserlerinde muhtemel diğer tedavi seçenekleri; kriyoterapi (kanser hücrelerinin dondurularak tahrip edilmesi), radyoterapi (ışın tedavisi) ve kemoterapi (antikanser ilaçların verilmesi)'dir. Tedaviye başlamadan önce bu yöntemleri doktor ve hasta birlikte değerlendirmelidirler.