Baş – boyun tümörleri, Yumuşak doku sarkomları, Derinin cerrahi hastalıkları (iyi huylu deri tümörleri, deri kanserleri, benler, malign melanom, nedbeler, keloidler ve kötü yara izleri).
Deri Kanseri
Deri kanserleri tüm kanserler arasında sıklığı en fazla olandır. Her yıl A.B.D’de bir milyondan fazla deri kanseri geliştiği sanılmaktadır.
Deri kanserine karşı en iyi korunma yöntemi güneşten kaçınmaktır.
Deri kanseri gelişiminde ana sebep, su toplayacak kadar aşırı güneş ışığına (bronzlaşma dâhil) maruziyettir.
Daha az önemli olan faktörler:
Tekrarlayan tıbbi ve endüstriyel X ışını maruziyeti, yanık gibi skarla giden hastalıklar, kömür ve arsenik gibi bileşiklere mesleksel maruziyet ve aile hikâyesidir. Kolayca güneşte yanan açık tenli kişiler özellikle deri kanseri için yüksek risk altındadır.
Deri kanserine karşı koruyucu önlemler alınabilir. Güneş ışınları ana neden olduğuna göre en etkili korunma yöntemi güneşten kaçınmaktır.
UV (ultraviyole) ışınlarının en yoğun olduğu saatler sabah 10.00 ile 16.00 arasında olup özellikle gölgeniz boyunuzdan kısaysa bu saatler arasında gölgede kalın. Açık renkli ve koruyucu tarzda giyinin ve geniş kenarlıklı şapkalar takın. En az 15 faktörlü SPF (güneşten koruyucu krem) kullanın.15 faktörlü SPF’li krem düzgün kullanılırsa, açık tenli 20 dakikada güneşte yanan birinin toleransını yanmadan 300 dakikaya çıkarır (15 kat fazla zaman). Yine de SPF kullanımı güneşte fazla zaman geçirmeye bahane olmamalıdır, çünkü UVA ya da infrared gibi ışınlara karşı korumazlar ve derinin bağışıklık sistemine zarar verebilir.
Güneşten korunma erken çocukluk yaşlarında başlanmalıdır çünkü %80 oranında güneşe maruz kalma 18 yaşından önce olmaktadır. 6 aydan ufak bebekler uzun süre güneşte kalmamalıdır eğer gerekiyorsa güneşten koruyucu kremler kullanılmalıdır. Güneşten koruyucu kullanma güneşten korunmanın sadece bir parçasıdır ve asla güneşe aşırı maruz kalmayı haklı kılmaz. Hastalıktan kurtulmanın en güvenilir yolu erken tanıdır.
Vücudumuzu düzenli olarak bazı basit tekniklerle muayene etmeliyiz. Eğer aniden oluşan ben, kitle, ağrı ya da deride renk değişimi varsa derhal bir cilt doktoruna görünmeliyiz. Her deri kanseri kolayca saptanabilir.
Prekanseröz Durumlar (kansere meyilli olan hastalıklar):
Aktinik keratoz küçük, kepekli, benekli olup en sık yüzde, bacaklarda ve el sırtlarında yerleşirler genelde açık tenli ve güneşte uzun süre kalmış kişilerde oluşur. Eğer tedavi edilmezse bazıları deri kanserine dönüşebilir ve yoğun bir tedavi gerektirir. Erken dönemde aktinik keratoz tanısı konulursa kriyoterapi (dondurma), kemoterapi kremleri, kimyasal soyma (peeling), dermabrazyon, lazer cerrahisi ya da diğer cerrahi girişimler uygulanabilir. Güneşten koruyucu kremler de bu hastalığı önlemede yardımcıdır.
Basal Hücreli Karsinom: Bu kanser küçük, et renginde şişlik şeklinde olup en sık baş boyun ve ellerde görülür. Nadiren bu kanser kırmızı yama gibi olabilir. En sık açık tenli, açıkgöz ve saç rengine sahip kolay bronzlaşmayan kişilerde görülür. Bu kanser hızla yayılmaz. Tedavi edilmezse kanser kanayabilir, üzeri kabuk bağlayıp iyileşebilir ancak tekrarlayabilir. Bu tip kanserler vücudun diğer bölgelerine (metastaz) yapmazlar ancak alttaki kemiğe dek ilerleyip bölgesel hasara yol açabilirler.
Skuamöz (Yassı) Hücreli Karsinom: Bu kanser bir şişlik ya da kırmızı kepekli bir yama gibidir. Açık tenli kişilerde ikinci en sıklıkta görülen kanserdir. Tipik olarak kulak kenarı, yüz, dudaklar ve ağızda yerleşirler. Koyu tenli kişilerde nadirdir. Bu kanser büyük boyutlara ulaşabilir ve vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. Erken tespit edilir ve dermatolojik cerrahi yapılırsa basal ve yassı hücreli kanser için kür oranı %95’tir.
Malign Melanom: Tüm deri kanserleri içinde en fazla ölüme neden olan tiptir. Ölüm oranını azaltmak önemlidir ve hastalara ancak erken dönemlerde yardım edilebilir. Melanoma melanositlerden köken alır, bu hücreler koruyucu görevi olan koyu renkte melanin pigmenti üretirler. Melanin deride bronzlaşma yaparak güneşe karşı korur. Melanoma hücreleri sürekli melanin üretir ve kahverengi, siyah ya da karışık renklerde görünürler, kırmızı ya da beyaz renkte de olabilir. Melanoma yayılmaya meyilli olup tedavisini yapmak esastır.
Melanoma aniden hiç farkına varılmadan oluşabilir ancak bir benin içinden, kenarından ya da diğer koyu lekelerden başlayabilir. Vücudumuzdaki benlerin yerini ve gelişen değişiklikleri fark etmek önemlidir. En önemli adım şudur; erken evredeki bir melanomun çıkarılmasıyla hala tedavi edilme şansı olduğu için benlerdeki her değişikliğin bir cilt hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirilmesidir. Açık tenli kişilerde aşırı güneşte kalma özellikle güneş yanığı önlenebilir en önemli melanom nedenidir. Kalıtım eğer ailede melanomu olan bireyler varsa rol oynayabilir. Atipik benler (displastik nevus) çok sayıda ve ailede fazla ise melanom gelişmesi için bir risktir.
Koyu tenli ya da siyah derili kişilerin melanoma karşı garantisi yoktur. Koyu tenli kişilerde melanom özellikle avuç içi, ayak tabanı, tırnak altları ya da ağızda görülebilir.
Melanom için uyarıcı işaretler şunlardır:
Bir benin üzerindeki değişiklikler; kepeklenme, sızıntı, kanama, yeni bir şişilik oluşması, etraftaki deriye benin kenarından pigment (renk) yayılması, kaşıntı,ağrı ve hassasiyettir.
Baş ve Boyun Bölgesi Tümörleri
Baş ve boyun bölgesindeki cilt, cilt altı, mukoza ve kemiklerden kaynaklanan tüm tümörler bu kapsamdadır. Cilt kanserleri benlerden kaynaklanan kanserler, dudak kanserleri, göz kapağı kanserleri, çene tümörleri, eski yanık yaralarının zemininden kaynaklanan tümörler, dil tümörleri, dişeti tümörleri ve bu tümörlerin olası yayılımları plastik cerrahi yöntemleri ile tedavi edilirler.
Tedavide amaç sadece tümörün uzaklaştırılması değil, bu sırada dokularda oluşacak eksikliklerin onarılmasıdır. Örneğin burnu alınan bir hastaya yeni bir burun oluşturmak yada dudak kanseri ameliyatı sonrası yeni bir dudak yapmak hastanın hem psikolojisi hem alına organın fonksiyonlarının yerine konması açısından şarttır.
Yumuşak Doku Sarkomları:
Cilt altı ve kas dokularını ilgilendiren tümör türleridir. Tekrarlanmalarını önlemek için geniş olarak çıkarılmaları gerekmektedir. Tümör çıkarıldıktan sonra yapılan girişimin ve çıkarılan dokunun boyutlarına göre değişen yöntemlerle yara kapatılması ya da defekt doldurulması işlemleri yapılır.