Kulak Estetiği, kulaktaki şekil bozukluklarının estetik cerrahi yöntemleriyle düzeltilerek kulağa normal bir şekil verilmesi işlemidir. Kulakta en çok rastlanılan şekil bozukluğu halk arasında kepçe kulak ya da yelken kulak adı verilen deformitedir. Kepçe kulak, kulak sayvanının normalden daha fazla öne doğru dönük olması halidir. Normalde kulağın arkasındaki kulakla kafatası arasındaki açı 30–35 derece civarındadır. Kepçe kulakta bu açı artmış olarak karşımıza çıkar. Bu durum iki nedene bağlıdır. Birincisi kulak sayvanındaki“Y” harfi şeklinde bulunan ve antiheliks adını verdiğimiz kıvrımın yeterince oluşmaması, ikincisi ise kulak kepçesinin ortasındaki konka adını verdiğimiz çukurluğun normalden büyük olmasıdır. Bazen bu her iki bozukluk birlikte de bulunabilir. Kepçe kulak deformitesini kulak sayvanının normalden daha büyük olması şeklinde algılayanlarda vardır. Ancak bu doğru değildir. Kulak sayvanının kıvrımların olmayışından dolayı ütülenmiş gibi düz görünümü böyle bir algılanma hatasına neden olur. Oysa büyüklük olarak kepçe olmayanla olan kulak boyutları arasında fark yoktur.
Bu deformiteye sahip kişiler bundan dolayı hiçbir psikolojik rahatsızlık duymayabilecekleri gibi bunu ileri derecede problem olarak yaşayabilirlerde. Özellikle okul öncesi yaşlarından itibaren arkadaşlarının sataşmaları nedeniyle bu problemi çok erken yaşlardan itibaren ciddi şekilde yaşayanlarda bulunmaktadır. Kulak sayvanının gelişimi yaklaşık olarak 10 yaş civarında tamamlanır. Ancak gelişimin %90’ı 6 yaş civarında gerçekleştiği için bu yaştan itibaren cerrahi olarak kulak estetiği yapılabilir. Bu yaşta yapılabilmesinin tek şartı çocuğun da bunu istemesidir. Eğer çocuk istemiyorsa yakınları, çocuğu operasyona zorlamamalıdırlar. Aksi halde daha ciddi psikolojik problemlerle karşılaşmak olasıdır. Toplumumuzda kepçe kulak ameliyatı için başvuru yaşı genelde 18–25 yaş arasıdır.
Kepçe kulak ameliyatları genellikle lokal anestezi ile gerçekleşir. Eğer küçük yaşlarda yapılacaksa genel anestezi tercih edilir. Ameliyatla yapılan işlem probleme yöneliktir. Sadece antiheliks dediğimiz kulak kıvrımlarının olmayışı söz konusu ise bu kıvrımlar kıkırdaklara konan özel dikişlerle oluşturulur. Bu kıvrımların kalıcılığını ve kolay oluşturulabilirliğini sağlamak için kıkırdaklara özel törpü ile zayıflatmalar gerçekleştirilebilir. Problem kulak ortasındaki konka dediğimiz kısmın büyüklüğü ise bu kısımdan yapılacak kıkırdak çıkartma işlemi ile ya da bu kısmı arkaya doğru yatırarak kafa ile kulak arasındaki açıyı daraltıcı kalıcı dikişler konulur. Eğer bu problemlerin her ikisi de mevcutsa bu iki işlem birlikte yapılır. Kulak arkasındaki ciltten de bir miktar çıkartmak gerekebilir. Cilt dikişleri kendiliğinden eriyebilen ipliklerle yapılır ve dikiş almak gerekmez. Cilt kesileri kulakların arkasından yapıldığı için dikiş izleri burada gizlenir ve estetik olarak görünür bir kusur teşkil etmezler. Kulak kıkırdakları kendi orijinal şeklini tekrar almaya çok meyilli olduklarından sadece cilde konulacak askı dikişlerine güvenerek kulakta kalıcı düzelme sağlanacağını ummanın bilimsel bir dayanağı yoktur.
Operasyon yaklaşık olarak 1,5 saat sürer. Operasyonun bitiminde özel bir bandaj uygulanır. 2–3 gün sonra kontrol amaçlı olarak bandaj açılıp yenilenebilir. Birinci hafta sonunda bandaj açılır ve banyo yapmaya müsaade edilir. Bundan sonraki dönemde koruyucu olarak geceleri kullanmak üzere tenisçi bandına benzer bir bant ya da saç bandı kullanılması tavsiye edilir. En az 1,5 ay süreyle kulağın çekilmesi veya bükülmesi gibi travmalardan korunmakta yarar vardır. Ameliyattan sonraki erken dönemde kulakta hafif şişlik ve morluk görülebilir. Bunlar kısa bir süre içerisinde düzelebilen ve beklenen belirtilerdir.
Kepçe kulak operasyonlarından sonra genellikle ciddi bir komplikasyon gözlenmez. Çok nadir olarak enfeksiyon veya hematom(ciltle kıkırdak arasında kan pıhtısı birikmesi) görülebilir. Bunlar ciddi bir probleme neden olmaksızın kolaylıkla çözümlenebilen komplikasyonlardır.
